top of page
Ara
  • İlker KALDI

Açlık Sınırının Üstünde Yoksulluk Sınırının Altında


Beş yüzü aşkın –güya- beş yıldızlı oteliyle Antalya, dünyanın en çok -güya- beş yıldızlı oteline sahip yöresi… Güya beş yıldızlı diyorum. Çünkü hizmet kalitesine ve yönetim anlayışına baktığınızda gerçekten bu sıfatı hak edecek on beş oteli zor seçersiniz bu beş yüzden fazla otelin içinden.

Bir otelin hizmet kalitesini belirleyen en önemli unsur nedir? İnsan kalitesi. Bünyesinde ne kadar nitelikli, deneyimli, işe ve iş yerine bağlı çalışanlar barındırdığı. Öyle değil mi?

Oysa bakıyorsunuz, en iddialı oteller bile nitelikli çalışan bulmakta zorlanıyor, sezon başlarken adeta çalışan dileniyor. Neden? Çalışanın gözünde marka iş yeri olamadığı için. Eğer o anlı şanlı, şatafatlı oteller gerçekten çalışanın gözünde itibarlı iş yerleri olsalar, nitelikli insanlar oralarda çalışmak için sıraya girerler.

Ama bunu başarabilmek için patronların tatlı kârlarından biraz özveride bulunması, yöneticilerin ise patrona yaranmaktan vazgeçip sektör çalışanı olmanın itibarını ve çekiciliğini artırmak için çaba göstermeleri gerekir.

Yıl sonu bilançolarına baktığınızda akıllara zarar kârlar eden otellerin, çalışanlarına layık gördükleri ücret ortalama 1200-1500 lira arasında. Yani beş yıldız standartında hizmet beklediğimiz insanlara layık gördüğümüz yaşam standartı açlık sınırının (1065 TL) biraz üstünde yoksulluk sınırının ise (3470 TL) epey altında.

Sonra da yakınıyoruz. Sektör çalışanları yabancı dil bilmiyor, sektör çalışanları niteliksiz diye. Siz bir veya birkaç yabancı dili iyi bilseniz ayda 1200 liraya talim eder misiniz?

Elbette tek sıkıntı para değil. İşin daha eğitim boyutu var, yönetim boyutu var, insan kaynakları boyutu var. Var da var. Onlara daha sonraki yazılarda değineceğim.


27 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page