top of page
Ara
İlker KALDI

Kariyer Kongresi’12


Bizim ülkemizde aksamayan organizasyonlar yapabilmek büyük maharettir. Organizasyon, işbirliği demektir, sorumluluk demektir, ter dökmek demektir. Geniş maddi kaynaklara sahip olmak, organizasyonun başarısını her zaman garanti etmez.

Hal böyle iken, bu işi on iki yıldır hakkıyla yapan birilerini tanıyorum: Dokuz Eylül Üniversitesi Kariyer ve Yönetim Kulübü.

Yaş ortalamaları 20-25 arasındaki bir grup genç, her yıl “Kariyer Kongresi” adını verdikleri bir organizasyonu başarıyla yürütüyorlar. Bu yıl on ikincisini Antalya’da yaptılar. Beni de kongrelerinde konuşmacı olarak onurlandırdılar.

Aslında “Kariyer ve Yönetim Kulübü” ile tanışıklığım yeni değil. 2009 yılında yaptıkları 9. Kariyer Kongresi’ne de konuşmacı olarak katılmıştım. O zaman da çok iyi bir organizasyondu. Çok güzel dostluklarla ayrılmıştım 2009′ daki kongreden. Yıllandıkça kalitesi artmış organizasyonun. Birikimi pozitif doğrultuda kullanmış arkadaşlarım.

İkincisi düzenlendiğinde dahi, başına “geleneksel” sıfatını yakıştırdığımız organizasyonların bulunduğu bir ülkede, kendi harçlıklarıyla, kendi kıt imkanlarıyla –dile kolay- on ikincisi düzenlenen bir etkinliğe ancak şapka çıkartılabilir.

Yüz otuz civarında üniversite öğrencisini İzmir’den Antalya’ya getirip, üç gece dört gün boyunca hem eğitimle zihinlerini besleyen, hem de eğlence etkinlikleriyle moral destek sağlayan yorucu ama keyifli bir organizasyonu yapmak; titiz, ayrıntılı ve büyük emek gerektiren bir çabadır.

Kaldı ki kongrede eğitim, seminer veren isimlere bakıldığında, -ben hariç- her biri ulusal çapta bilinen, tanınan çok değerli insanlar: Yasemin Sungur, Hacı Bektaş Önal, Yücel Atış, Nihat Demirkol, Erim Hısım, Kerem Şenoğlu… Bu isimleri bir araya getirmek bile KYK’nın itibarının ve marka algısının gücünü gösteriyor.

Kariyer ve Yönetim Kulübü, bir öğrenci topluluğu olmasına rağmen, birlikte çalışma konusunda amatör ruhunu hep canlı tutan, ancak kulübü profesyonel bir şirket gibi yöneten muhteşem bir zihin berraklığına sahip gençlerden oluşuyor. Ayrıca yıllar içinde oluşan birikimi birbirlerine o kadar güzel aktarmışlar ki, başlı başına bir kurumsal kültüre sahip olduğunu yaptıkları organizasyonun kalitesinde görebiliyorsunuz.

Bu durum ister istemez, geçtiğimiz günlerde ODTÜ’de yaşanan bir manzarayı çağrıştırdı. Öğrenciler varlıklarını illa ki protesto ile mi duyurmalıdır? ODTÜ’de öğrencilere layık görülen davranışı ve orantısız polis şiddetini kesinlikle reddediyorum. Ancak öğrencilerin davranışını da onayladığım söylenemez.

Yakarak yıkarak da sesimizi duyurabiliriz. Hayata değer katarak da. KYK ikinci yolu tercih edenlerden. Yolunuz açık olsun sevgili arkadaşlarım.


29 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page