top of page
Ara
  • İlker KALDI

Otel İşverenlerini Bekleyen Büyük Tehlike


İşçileriyle en çok çatışma yaşayan, en çok davalık olan sektör otelcilik sektörüdür. Hele turizmin ana geçim kaynağı olduğu bölgelerde.

“İş Müfettişleri”ne en çok hesap veren, anlaşmazlığa düştüğü işçilerinin açtığı davalar nedeniyle mahkemelerde en çok savunma yapmak zorunda kalan işletmeler otel işletmeleridir.

İşçilerinin açtığı davaları çoğunlukla kaybeden ve kaybettikleri davalar nedeniyle her yıl binlerce lira tazminat ödemek zorunda kalan işverenler, otelcilerdir.

Yaşadıkları olaylardan ders çıkartıp çözüm aramak yerine, kabak başlarına patladığında “işçiyi”, “mahkemeleri”, “yasaları” suçlayarak rahatlamaya çalışan yöneticiler otelcilik sektöründe çalışıyor.

İstisnaları ve şapka çıkartılacak örnekleri olmasına rağmen ne yazık ki sektördeki genel durum bu.

Otelcilik sektöründe çalışanlarla ilişkilerin hukuki boyutu ancak bir sorun ortaya çıkınca hatırlanır. Ortaya çıkan sorun öyle ya da böyle bir şekilde çözüldükten sonra yeni bir sorun çıkıncaya kadar da her şey unutulur.

İyi de milyon dolarları bu tesislere yatıran ticari zekası yüksek girişimcilere, her biri sektörde yetişip uzmanlaşan değerli yöneticilere rağmen bu sorunun nedeni nedir?

İşverenlerin ve yöneticilerin bazen bilinçli ve kasıtlı, çoğu zaman ise bilgisizlik ve yetersizlikten kaynaklanan bir öngörüsüzlükle davranmaları işçi-işveren anlaşmazlıklarında, sonucun işverene pahalıya patlamasına neden olmaktadır.

“Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder” deyimine uygun biçimde otellerin yönetim katlarında yarım yamalak bilgilerle yapılan uygulamaların, işleri nasıl içinden çıkılmaz hale getirdiğini, işçilerin ve avukatlarının da bu durumu nasıl fırsata dönüştürdüklerini giderek artan biçimde gözlüyoruz. (http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24485964.asp)

Yüksek sezonda bırakın yetişmişi, yetişmemiş çalışan bulmanın bile çok zor olduğu bir sektör otelcilik. Bu durumda gereken önlemler alınmazsa, otel işverenlerinin giderek daha büyük kayıplar yaşayacaklarını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

Hiçbir sorun “şip şak” yöntemlerle çözülemez. Eğer otel işverenleri ve yöneticileri çalışanlarıyla barış ve huzur içinde çalışmak, iş ortamındaki huzurun misafirlere memnuniyet olarak yansıtmak istiyorlarsa, bu konuya mahkemeden celp kağıdı geldiği zaman değil, bir insan kaynakları süreci olarak mevzuatı zorlamadan el atmak zorundadırlar.


25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page