“Konuşurken Büyüleyin” başlıklı yazıma bıraktığım yerden devam ediyorum. Bir an durun ve düşünün lütfen. Önceki yazımı hangi soruyu sorarak bitirdiğimi hatırlayabilecek misiniz?
“Hangi konuşmacılar dinleyenleri büyüler? Başka bir deyişle böyle bir konuşmacı hangi özelliklere sahiptir?”. Soru buydu.
İyi bir konuşmacı, konuşmasını, eğer dinleyenlerini dikkate alarak yaparsa etkileyici olabilir. Çünkü her geçen gün anlaşılmaktadır ki, büyüleyen konuşmaları aslında konuşmacılar değil, bizzat dinleyenler yönlendirmektedir. Bu konuşma ister bir dost sohbeti olsun, ister bir satış görüşmesi, isterse de kalabalık bir gruba yapılan sunum… Gerçek değişmez. Gidişi belirleyen dinleyiciden alınan tepkilerdir.
O halde rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Etkili bir konuşmacı, ortamın nabzını elinde iyi tutan kişidir. Peki böyle bir konuşmacı hangi özellikleri taşır?
1- Konusuna hâkim olur.
Etkili konuşmacılar, nerede, ne zaman, hangi dinleyici kitlesine ne söyleyeceklerini, ne kadar söyleyeceklerini bilirler.
Konuşurken kendisine, bilgisine, birikimine güvenir ve bu güveni dinleyicilerine de yansıtır. Bu güvenin temelinde konuşma öncesi yapılan sağlam bir ön hazırlık vardır.
2- İyi planlama yapar.
Konuşmacı için en büyük başarı, anlattıklarının kolayca kavranması, keyifle dinlenmesidir. Hangimiz konuşmalarımızın bu etkiyi bırakmasını istemeyiz ki?
O nedenle konuşmacı, anlatacaklarını ilgi ve önemine göre sıraya koyar. Bunu yaparken de odak noktası yine dinleyicilerdir. Çünkü aynı konuyu farklı gruplara, farklı bir sıralamayla anlatacaktır. Bir grubun önem ve öncelikleri ile diğer bir grubun öncelikleri farklı olabilir. İşte planlama konuşmacıya, konuşmayı dinleyicilerin önceliklerine göre yürütme şansını veriyor.
3- İyi gözlemcilerdir.
Bizi anlatan, bizim dünyamıza seslenen, bizi umursayan insanları daha istekle dinleriz değil mi? O nedenle anlattıklarının etkili olması, konuşmacının çevresine, insanlara, olaylara karşı duyarlı olmasıyla mümkündür.
Çevreden edindiği gözlemlerle konuşmasını zenginleştirmek, somutlaştırmak ve etkileyiciliğini artırmak tadına doyulmayan konuşmalar yapmanın anahtarlarından birisidir.
İyi gözlemci olmak aynı zamanda konuşma sırasında da işe yarar. Konuşmacı, konuşma devam ederken dinleyicilerin tepkilerini izleyerek, bu tepkiler doğrultusunda konuşmada değişiklikler yapabilir. Bu durum, ortamın nabzını tutmak ve konuşmanın etkisini artırmak bakımından çok etkilidir.
4- Dinleyiciyi tanırlar.
Konuşmacının, konuşma yapacağı ya da karşılıklı sohbet edeceği kişilerin niteliklerini, alışkanlıklarını, tercihlerini, değer yargılarını, eğilimlerini önceden bilmesi hazırlık aşamasında çok işe yarıyor.
Çünkü bu durumda konuşma dinleyicinin özellikleri dikkate alınarak hazırlanıyor. Mutlaka onlara şirin görünmek için değil, ama en azından değerlerini incitmemek konusunda özen gösteriliyor.
5- Eleştiriye açıktırlar, öz eleştiri yaparlar.
Etkili konuşmacı, konuşması sırasında ve sonrasında aldığı tepkileri, geri bildirimleri mutlaka dikkate alan kişidir. Konuşmasının olumlu-olumsuz yönlerinin farkına varıp bu durumları geliştirmeye, düzeltmeye çalışır. Bu nedenle de uyarılara, eleştirilere açıktır. Hiçbir zaman “birkaç başarılı konuşma yaptım” diye havalara girmeyen kişidir.
Sonuç olarak gerekli tüm niteliklere sahip olsak da iyi bir konuşmacı olamayabiliriz. Çünkü işin sırrı, sahip olduğumuz bu nitelikleri bilinçli bir şekilde kullanabilmekte. Bundan sonraki yazımda bunları nasıl kullanabileceğimizi anlatacağım.